Sanatçının Yaşlı Bir Adam Olarak Portesi, Joseph Heller’ın ölümünün (1999) ardından yayımlanmış bir roman. Türkçeye Madde 22 adıyla çevrilen ilk romanı (Catch-22) 1961’de yayımlanmış ve yazarının kısa zamanda büyük bir üne kavuşmasına yol açmıştı. Amerika’da 10 milyon satan kitap pek çok dile çevrildi, filmi yapıldı, yazarına da milyonlar kazandırdı.
Ölümünden önce yazdığı bu son romanda Joseph Heller, ilk romanıyla büyük bir başarı kazanmış yaşlı bir yazarı anlatıyor. Yazar daha sonra bir türlü o romandan daha başarılı bir roman yazamamış ve ölmeden önce yazacağı son romanla bu işi başarmak istiyor. Kendine bir roman konusu arayan yaşlı yazar her bulduğu konunun, ya kendisi ya da başka yazarlar tarafından daha önce kullanılmış ve eskitilmiş olduğu duygusuna kapılıyor, yazma isteğini kaybediyor. Edebiyatta başarılı olmuş yazarlara, romanlara dönüp bakıyor, onlara öykünmeye çalışıyor, olmuyor; Johnathan Swift’in Tom Sawyer’ı, Kafka’nın Değişim’i gibi çok başarılı romanların devamını yazmaya kalkıyor, olmuyor, devamını getiremiyor.
Öykünün bu kadarıyla Joseph Heller sanki kendi yaşlılık ve yazarlık bunalımını, başarısızlık, en önemlisi de boşunalık duygusunu bütün çıplaklığıyla anlatırmış gibi görünüyor ama bunalımını anlatarak, bunalımını anlatırken romanlar arasında dolaşarak, dünyanın ünlü romancılarının hayatlarına, önemli yapıtlarına göz atarak, bir yandan da konuyu genellemekte, günümüz romancılığının ve yazarlığın görünmeyen sorunlarını kurcalamaya çalışmakta.
Sonuçta, edebiyat tarihine göndermelerle, sorular, sorgulamalarla dolu, edebiyat okurunu tarihsel bir yolculuğa çıkaran, bu yolculuk sırasında eğlendiren, düşündüren, okurun kafasında yankılanmalar yaratan çınlamalı ve ilginç bir roman.